İş ilanlarına bakmaya geçen yaz başlamıştım. İlgimi çekenleri yaptığım listelere atıyordum. Bu işlere ikinci dönemde başvururum diye düşünüyordum. Not aldığım iş ilanları genelde oyun geliştirmeyle ilgiliydi ve çoğu Avrupa'daydı. Ben de seçmeli derslerimin çoğunu oyun geliştirmeyle alakalı olanlardan almıştım. Bitirme projesinde online multiplayer oyun yapıyorduk. Bütün bunlar ışığında kendime bu konuda güveniyordum. Türkiye'deki oyun şirketlerinde de açık pozisyonlar olduğunu bulmuştum. İşler genelde Flash ağırlıklıydı. Ben de Flash oyun yapmama rağmen kendimi Unity ile daha rahat hissediyordum.
Avrupa'da genelde Almanya'daki işlere bakmıştım ve onlara başvurmuştum. Üzücüdür ki neredeyse bütün şirketlerden ret cevabı almıştım. O kadar çok yere başvurup reddedildikten sonra ret maillerinin nasıl yazılacağını öğrendim: "We regret to inform you that ..." Bu mailleri aldıktan sonra moralim bozulmuyordu demek isterdim fakat bu haberler yüzümün asılmasına ve günümü morali bozuk şekilde geçirmeme yetiyordu. En kötüsü de iş bulamayacağımı düşünmeye başlıyordum. Nitekim de öyle oldu ve oyun şirketinde iş bulamadım.
Kafamda bir planlama yapmıştım. İlk başta yurtdışındaki işlere başvuracaktım daha sonra yurtiçindekilere. Türkiye'deki işlere başvurmaya planladığımdan geç başladım. Nedeni ise Almanya'daki Goodgame Studios ile yaptığımız uzun görüşmelerdi. Bu şirket bana geri dönmüştü ve benden transkript, referans mektubu ve örnek kodlar istemişlerdi. İstediklerini yolladıktan sonra da telefon görüşmesi yapmak istemişlerdi. Bu haberi aldıktan sonra deli gibi heyecanlanmıştım ve de ister istemez hayaller kurmaya başlamıştım. Telefonda konuşacağımız için bir not kağıdı hazırladım. Kendimi anlatan ufak bir paragraf, yaptığım şeyleri anlatan bir paragraf, sevdiğim oyunların isimleri ve onları neden sevdiğimi anlatan bir paragraf vardı. Hatta ne olur ne olmaz diye sevdiğim ve sevmediğim üç özelliğimi bile yazmıştım. Görüşme saati akşamdı ve o kadar heyecanlıydım ki hayatım boyunca kalbimin o kadar hızlı attığını hatırlamıyorum. Vakit geldi ve görüşmeyi yaptık ve tam bir hayal kırıklığıydı. Hazırladığım notlarla ilgili hiçbir şey sormamışlardı. Telefonu kapattığımda işe alınmayacağımı biliyordum.
Görüşmede çok enteresan olaylar oldu. Mesela bana "Not ortalaman çok iyi. Neden yüksek lisans yapmıyorsun?", "İkinci yabancı dil olarak neden İspanyolca seçtin?" gibi sorular sordular. Bu soruları soran kişi insan kaynaklarındandı ve daha sonra telefonu teknik ekipten birine verdi ve onunla konuşmaya başladım. Duyduğum en kötü İngilizcelerden biriydi. Onlara CV'mi yollamama rağmen, bana CV'mde yazmayan şeyleri bilip bilmediğimi sordu sadece. Mesela CV'de hiç yazmamasına rağmen bana SVN kullanıp kullanmadığımı sordu. Bütün bunlar sonucunda beklenen oldu ve olumsuz bir geri dönüş geldi. Biraz üzülmeme rağmen işe aldıkları adama gelişme şansı sunmayan bir şirket olduğunu düşünüp içimi rahatlattım. Daha sonra Wooga'dan da transkriptimi ve örnek kodlarımı isteyen mail aldım. Fakat altı ay geçmesine rağmen hala bir cevap alamadım.
Artık Türkiye'deki işlere başvurma zamanı gelmişti. Ve o kadar reddedildikten sonra moralim çok bozuktu. Türkiye'de ilk olarak Peak Games'e başvurdum. Birçok pozisyon vardı ve ben bana en uygun olan New Graduate Programme'ı seçtim. Başvurudan iki hafta geçmesine rağmen cevap yoktu. Sitelerine bir daha girdim. Jobs sayfası değişmişti ve artık JobVite destekliydi. Ben de başvurumu maille yapmıştım. "Heralde artık maille başvuru almıyormıyorlar." deyip bir kere daha başvurdum. Hala geri dönüş yok.
Sonra Game Developers Turkey'in Facebook sayfasında bir ilan dikkatimi çekti. İlan Tart Games'indi ve Unity'ci arıyorlardı. Facebook'a futbol oyunu yapıyorlardı. Yaptıkları oyunu oynadım hemen. Daha betaydı ve benim bitirme projeme çok benziyordu. Hatta oyundaki bazı hataları görünce benim de bitirme projemde aynı tür sıkıntılar yaşadığım geldi aklıma. Oraya da başvuru yaptım. Ve onlardan da herhangi bir mail gelmedi.
Bazen röportajlarda görüyorum, oyun şirketi sahipleri "Türkiye'de kalifiye eleman bulamıyoruz." gibi şeyler söylüyorlar. Bu bana çok samimiyetsiz bir yorum olarak geliyor artık.
Şimdi ise kariyer gününe katıldığım ve oyunla alakası olmayan bir şirkette çalışıyorum. "Çalıştığım yerde yaptığım şeylerden tatmin oluyor muyum?", "Beklentilerimi karşılıyor mu?" gibi tehlikeli sorular sormamaya çalışıyorum kendime. Oyun geliştirmeden de çok uzaklaştım ister istemez. Şimdi kendimi işten kalan zamanlarda geliştirmeye çalışıyorum. Online dersler alıyorum. Şimdi 10gen'in verdiği MongoDB dersini alıyorum ve fırsat buldukça Python kurcalıyorum. Web geliştirmeye tekrar ilgi duymaya başladım diyebilirim.
Artık daha fazla Türkçe yazı yazmak istiyorum. Bakalım neler olacak?
Her şey olacağına varır çok fazla dert etme Ozan. Ayrıca bulunduğun konumun pozitif taraflarını görmeye çalış, o zaman hayattan ve yaptığın işten zevk alacaksın. Daima uzun vadeli planların hatta hayallerin olsun, bu yaşıma kadar şunu farkettim ki hayaller ve planlar insanı güçlü kılıyor ve dünyayı daha yaşanılır bir yer yapıyor.
ReplyDelete